Horlama ve Uyku Apnesi

 

Uyku Apnesi Hastalığı Nedir?

Yaşantımızın yaklaşık üçte birlik bir dönemini uykuda geçiririz. Uyku ile ilgili hala birçok bilinmeyenler olsa da, vücudumuz için gerekli enerjinin depolandığı bir dönem olarak bilinmektedir. Uyku sırasında oluşan solunum bozuklukları basit horlama şikayetinden uyku apne sendromu gibi çeşitli hastalıklara kadar geniş bir alanı kapsamaktadır. Ayrıca bebeklerde horlama, çocuk ve erişkinlerde horlamanın belirti ve sebepleri de farklılık gösterir.

Peki, horlama neyin belirtisidir? Horlama uyku sırasında etrafı rahatsız eden, genellikle damak, etrafındaki yumuşak dokuların bazen de dilin nefes alma sırasında titreşmesi sonucu duyulabilen bir gürültüdür. Yatış pozisyonu, kilo ve erkek cinsiyet özellikle horlamada etkenlerdendir.

Horlama ne zaman tehlikeli?

Apne en az 10 saniye boyunca hava akımının % 90 ve daha fazla azalması şeklinde tanımlanabilir. Beyinle ilgili ya da hava yolları kaynaklı olabilir. Bunun ayırımı uyku testi ( polisomnografi ) ile yapılır. Uyku testi bize ayrıca uyku sırasında gelişen solunumsal bozuklukların tamamının saat başına olan sayısını da verir. Bu değere Apne hipopne indeksi (AHİ ) denir ve değeri 5 altında olan ve uyku sırasında ölçülen oksijen düzeyi %90 nın üzerinde olan kişilere basit horlama, Apne-hipopne indeksi 5 in üzerinde ve oksijen düzeyi %90 nın altına inen kişilere ise tıkayıcı uyku apne hastalığı tanısı koyulur.

Uyku Apnesi Belirtileri Nelerdir?

Bu hastalığın klasik ve ana belirtileri tekrarlayan uyku sırasında horlama, zaman zaman nefes durma ve gün içi uyku halidir. Erişkin hastalarda özellikle erkeklerde bu belirtiler görülürken kadınlarda depresyon, anksiyete, unutkanlık gibi bulgular da gözlenebilir. Gündüz uykululuk haline bazı ilaçlar ya da insomnia gibi hastalıklar neden olabilir. Televizyon karşısında, kitap okurken, öğle yemeğinden sonra gündüz uyuklama isteği gece kaliteli bir uyku dönemi geçirilmediğini gösterebilir. Baş ağrısı, dikkat dağınıklığı, yorgun kalkmak, gece terlemesi, cinsel isteksizlik, göğüs ağrısı, ağız kuruluğu ve gece idrara çıkma diğer sık görülen belirtilerdir.

Uyku Apnesi Neden Olur?

Uyku sırasında hava yolunun çapını daraltan, dokuları birbirine yaklaştıran ve horlama sesi gibi gürültüye neden olan birçok risk faktörü vardır. Obezite (aşırı kilolu olma), özellikle boyun ve dilde yağlanma nedeniyle, alkol kullanımı da bu yollardaki kas direncinin azalması sebebiyle önemlidir. Yüz ve çene kemiklerindeki bazı bozukluklar da sebeplerden sayılabilir. Sanıldığı gibi burun tıkanıklığı apneye değil horlamaya neden olur. Bebeklerde ve çocuklarda daha sık olarak geniz eti ve büyük bademcikler horlama sebepleridir. Hamilelikte horlama ise daha çok kilo alımı ve burun tıkanıklığı ile ilişkilidir.

Uyku Apnesini Hangi Bölüm ve Nasıl Tedavi Eder?

Horlama toplumsal sorunlara neden olabilen bir hastalıktır. Hastalar bizlere "Horlamayı kesmek için ne yapmak gerekir?" , "Horlayan bir insan nasıl susturulur" gibi sorularla gelmektedir. Öncelikle uyku testi ile basit horlama ya da uyku apnesi tanısı koyulan hastalar bir Kulak Burun Boğaz uzmanı tarafından değerlendirilmelidir. Hastalara bükülebilir endoskop yardımı ile poliklinikte ya da aneztezik ilaç ile ameliyathanede uyku hali altında değerlendirilir. Uyku testi sonucu ve muayene ile horlama tedavisi için alternatif önerilerde bulunulur.

Basit horlaması olan hastalarda horultu tedavisi horlama yastığı gibi vücut pozisyonunu düzenleyen araçların kullanımı önerilebilir. Alt çenesi geride olan kişilerde horlama protezi olarak bilinen ağız içi araçların kullanımı dili arkaya kayan hastalarda uygulanabilir. Bunlara alternatif tedavi cerrahidir.

Uyku apnesi için başlangıç tedavisi uyku apnesi maskesi olarak bilinen pozitif basınçlı ventilasyon (PAP) cihazlarıdır. Bu cihazlar hastalığı ortadan kaldırmaz uyurken havayolunu açarak konforlu bir uyku dönemi geçirmenizi sağlar. Özellikle ağır hastalığı olan kişilerde önerilir. Hafif ve orta derecede tıkayıcı hastalığı olan kişilerde ise cerrahi tedaviler alternatiftir. Tıkanıklık seviyesine göre burun, damak ve dil seviyesi değerlendirilip kişiye özgü cerrahi tedavi yapılmalıdır. Anterior palatoplasti, Ekspansiyon sfinkter faringoplasti, dil kökü küçültme ameliyatları günümüzde literatürler incelendiğinde en başarılı olanlarıdır.